06 Mayıs 2025

Üniversitemizden Biohukuk Alanında Öncü Sempozyum

Üniversitemiz Hukuk Fakültesi tarafından 6-7 Mayıs tarihlerinde “BioHukuk Sempozyumu” düzenlendi. Biyoteknoloji, genetik, etik ve hukuk alanlarının kesişiminde yer alan güncel konular ele alındığı ve Alanında uzman akademisyenlerin ve uygulayıcıların katılımıyla gerçekleştirilen sempozyuma, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Mehmet Başalan, Hukuk Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Mustafa Avcı, Amasya İl Sağlık Müdürü Dr. Dursun Koç, Amasya İl Sağlık Müdürlüğü çalışanları, akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimiz katıldı.


Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan sempozyum, açılış konuşmaları ile devam etti.


Sempozyumun ilk konuşmasını Amasya İl Sağlık Müdürü Dr. Dursun Koç yaptı. Dr. Dursun Koç, “Bu sempozyumun bizlere çok şey katacağına yürekten inanıyorum. Sempozyumda sağlık ve hukuk gibi iki önemli alanın kesişiminde çok kıymetli başlıklar ele alınıyor. Türkiye’nin dört bir yanından gelen değerli hocalarımızın burada olması, bizler için ayrı bir gurur kaynağı. Ülke olarak artık sadece kendi vatandaşlarımıza değil, dünyanın pek çok ülkesine sağlık alanında hizmet verir hale geldik. Teknoloji altyapımız ve insan kaynağımız her geçen gün güçleniyor. Sağlık Bakanlığımızın liderliğinde, özellikle teknoloji alanında yapılan çalışmalar bizlere umut veriyor. Tüm bu gelişmelerin insanlığa daha sağlıklı ve yaşanabilir bir gelecek sunacağına inanıyorum. Sağlık alanındaki gelişmelerin yanında, hukuki boyut da büyük önem taşıyor. Bu nedenle böyle bir sempozyumun düzenlenmesi hem öğrencilerimiz hem akademisyenlerimiz hem de bizler açısından çok kıymetli.” şeklinde konuştu.



Hukuk Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Mustafa Avcı, “Bugün burada konuşacağımız konular, yalnızca hukukun değil, aynı zamanda insan haklarının, tıbbın ve biyolojinin kesişim noktasında yer almaktadır. Bu bağlamda, biyoloji ve tıbbın uygulanması bakımından insan hakları ve insan haysiyetinin korunmasına dair sözleşme; yani kamuoyunda bilinen adıyla ‘Biyotıp Sözleşmesi’, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin güncellenen hükümleri ile tıp ve biyoteknolojideki gelişmeler arasındaki boşluğu kısmen doldurmayı amaçlayan önemli bir metindir. Biyotıp Sözleşmesi’nin temel amacı; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin kabul ettiği insan hakları korumasını, tıp ve biyoloji alanında ortaya çıkan yeni riskleri en aza indirerek güçlendirmek ve bu hakları sürdürülebilir kılmaktır. Türkiye bu sözleşmeyi imzalamış ve iç hukuk normuna dönüştürmüştür. Yüksek mahkemelerimiz kararlarında bu sözleşme hükümlerini dikkate almaktadır. Bu sözleşme, Anayasamızın 90. maddesinde ifade edilen ‘Temel haklara ilişkin uluslararası antlaşmalar’ kapsamında değerlendirilmektedir. Dolayısıyla biyotıp sözleşmesi ile ulusal kanunlar arasında bir çelişki ortaya çıkarsa, sözleşmeye üstünlük tanınacaktır. Bu sözleşme yalnızca hukuki değil, aynı zamanda etik açıdan da çok temel bir metindir. Nitekim Yargıtay da kararlarında düzenli olarak bu sözleşmeye atıf yapmaktadır. Son yıllarda özellikle karşılaştırmalı hukukta biyotik hukuk kavramı; insan kopyalama, embriyonal kök hücre araştırmaları, genetik tetkikler gibi konuların gelişmesiyle daha sık kullanılmaya başlanmıştır. Biyoloji ve tıbbın iç içe geçmesiyle birlikte biyoetik, biosiyaset ve biohukuk gibi kavramlar da literatürde yerini almıştır. İçerik olarak döllenme anından başlayıp, genetik tanı, yapay döllenme, üretim amaçlı insan kopyalama, kök hücre araştırmaları ve doğum sonrasında yenidoğan taramasına kadar uzanan süreçte biyoteknolojinin kullanıldığı tüm alanlar biyotik hukuk kapsamında değerlendirilmektedir. Böylece tıp hukukunun merkezi meseleleri olan hayatın başlangıcı ve sonu, embriyonun hukuki statüsü, insan üzerinde yapılan deneyler gibi konular biyotıp hukuku başlığı altında incelenmektedir.” diye konuştu.


Konuşmalarına sempozyumun gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederek başlayan Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Mehmet Başalan, “Böylesine önemli bir konunun, iki gün boyunca alanında uzman akademisyenler tarafından derinlemesine ele alınacak olması, gerçekten çok kıymetli. Bir sağlık çalışanının babası olarak ve bir veteriner hekim kimliğiyle, biyoloji ile hukukun kesişim noktalarının tartışılacak olmasını büyük bir şans olarak görüyorum. Kırıkkale Üniversitesi; eğitim, öğretim ve araştırma faaliyetlerinde kalitesini sürekli artıran, topluma hizmet etmeyi amaç edinmiş bir üniversitedir. Nitekim geçtiğimiz ay Yükseköğretim Kalite Kurulu tarafından akreditasyon verilerek öğrencilerimizin diplomalarının ulusal ve uluslararası tanınırlığını pekiştirmiştir. Bu da öğrenci tercihlerini olumlu yönde etkileyecektir. Üniversitemiz; 12 fakülte, 6 meslek yüksekokulu ve 1 yüksekokulu ile birçok alanda uzman kişileri ağırlamakta, böylelikle bilimsel bilgi ve deneyimlerin şehrimizle ve öğrencilerimizle buluşmasına katkı sağlamaktadır. Bu anlamda Hukuk Fakültemiz de öncü fakültelerden biri olarak öne çıkmaktadır. Birkaç ay önce Yasemin Hocamız ve değerli ekibi beni ziyaret ettiklerinde, sempozyum fikri beni de çok heyecanlandırmıştı. O gün kendilerine, Rektörlüğümüz olarak üzerimize düşen her şeyi yapacağımızı ve misafirlerimizi en iyi şekilde ağırlayacağımızı söylemiştim. Bugün burada gördüğüm tablo da bu sözümüzü fazlasıyla yerine getirdiğimizi gösteriyor. Tıp Fakültemizin, Sağlık Bilimleri Fakültemizin, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulumuzun ve Veteriner Fakültemizin bu alana verdiği destek bizleri ayrıca memnun etmektedir.” dedi.


Sempozyum, açılış konuşmalarının ardından iki gün sürecek olan oturumlarla devam etti.